ANA SAYFA

 

FENA:

 

Tasavvuf ta erim. Kendini yok görmek. Masivayı, Allahü tealadan başka her şeyi unutmak, mahlukların (yaratılmışların) sevgi ve düşüncesini gönülden çıkarmak. Allahü tealayı çok zikir (anma) netîcesinde meydana gelen kendini unutma hali.

 

Fenaya kavuşmak için lazım olan on şey; tövbe, zühd (dünyaya düşkün olmamak), tevekkül (Allahu tealaya güvenmek), kanaat, uzlet yani dîni, ahlakı bozan kimselerden, kitablardan sakınmak, zikr (her işte Allahü tealayı hatırlamak), teveccüh (bütün arzu ve isteklerden sıyrılarak Allahü tealaya yönelmek, sabır, murakabe (kendini hesaba çekme) ve rıza (Allahü tealadan gelen her şeye boyun eğme)dır. (Ahmed Farukî)

 

Fena Fillah: Kalbin yalnız Allahü tealayı sevmesi, O'nun beğendiği şeylerde fani olmak yani O'nun sevdiklerini sevmek O'nun sevdiklerini kendi için sevgili bilmek.

 

Bu tanım oldukça masum görünüp Fenafillah iddiasındaki kişilerin saptığını, kendini Nebiler ve Salihlerin üstünde Meleklerin çıkamayacağı makamda görmüş hatta kendini kulluk makamında görmeyip şirke düşmüştüğü Halacı Mansur örneğindeki gibi görülmüştür. İnsan kuldur, ne kadar yükselse de kuldur. Keramet bütün güzel mu’minlerin Allah dilerese gösterebileceği ve yerini, zamanını sadece Allah Azze ve Celenlin bildiği bir olgudur. İnsanlar’ın ne kadar  çok yalan söylediğini de unutmamalıdır.

 

Fena fiş-Şeyh: Tasavvuf ta talebenin velî olan hocasının arzu ve isteklerine tabi olması, iradesini isteğini onun eline bırakması. Ölü yıkayıcının elindeki meyyit (ölü) gibi olması. Ona hiç bir işinde muhalefet etmemesi.

 

Fena-i Etemm: Tam fena. Evliyalık makamlarının sonu, velînin ben diyecek yer bulamamasıdır.

 

Fena-i İrade: İrade ve isteklerin yok olması.

 

Fena-i Kalb: Mahlukların (yaratılmışların) varlığını, sevgisini kalbden çıkarmak.

 

Fena-i Nefs: İnsanın kendine ve başkalarına bağlılığının kalmaması. Benliği unutup, bırakması. Yani Allahü tealadan başka hiç bir şeyi bilmemesi ve sevmemesi.

 

Yukarıdaki terimler sonradan ortaya çıkarılmıştır. İslam’a davet amaçlı çeşitli yollar ortaya çıkmıştır.

 

Bir şey Kur’an, Sünnet, icma ve kıyas’a uymuyorsa kimin söylediği kimin yaptığı önemsizdir.  Terkedilir

 

KİMSE NEBİ S.A.V.’DEN ÜSTÜN DEĞİLDİR. Ahzab 21. ayet-i kerime’de Allah Teala şöyle buyuruyor: ‘‘Şanım hakkı için muhakkak ki size Resullulah'da pek güzel bir örnek vardır. Allah'a ve son güne ümit besler olup da Allah'ı çok zikreden kimseler için.’’ 

 

Zühd güzel bir yaşantı şeklidir, ancak zühd’ün sınırları vardır ve sünnette belirtilmiştir.

 

ELBETTE İNSAN FARZLARDAN SONRA NAFİLELERLE ALLAH’A YAKLAŞIR. ANCAK İBADETLER BELLİDİR. UYDURMALAR BİD’ATTIR VE TÜM BİD’ATLER DE CEHENNEMDEDİR.